Özellikle teknolojik gelişmeler ve globalleşen dünyayla birlikte Dünya üzerindeki farklı
coğrafyalarda yaşayan ve farklı kültürlerde yetişen, eski zamanlardan birinde yaşasalar belki de
karşılaşamayacak insanlar, bugün dünya genelinde ticaret, eğitim, seyahat ve sosyal
ilişkileri nedeniyle yüz yüze gelerek belki aynı mahallede bile komşu olabiliyorlar. Maalesef ki
bazen de savaş, çatışma ortamı, hastalık, ekonomik zorluk ve açlık, insanların ve grupların
doğdukları yerden zorunlu olarak ayrılmalarına ve yer değiştirmelerine neden olabiliyor.
Özellikle son yıllarda ülkemize yakın bölgelerde yaşanılan savaşlar ve iç çatışmalar sonucu
milyonlarca insan evlerini bırakarak daha güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Bu mecburi
durumla birlikte o güne kadar doğup büyüdükleri kültürden farklı özellikler gösteren yeni bir
sosyal ortam ile karşılaşmış oldular ve dolayısıyla da yeni yaşam alanlarıyla ilgili problemler
ve anlaşmazlıklar da ortaya çıkmış oldu.
Yaşanılan bu göç süreci sonrası farklı gruplardan bireylerin bir araya gelmesiyle beraber bir
kültürel çeşitliliğe dayalı yeni bir toplum oluşturuyor. Kültürel çeşitliliğin fazla olduğu
toplumlarda, mutluluk ve huzura dayalı yeni bir toplum düzeninin inşası önemli bir konu haline
geliyor. yaşama dair kurulan bu yeni ortalıkta, toplumu oluşturan bireylerin ve dil, din, kültür
gibi kendilerine has çeşitli özellikler gösteren grupların, tümünün birbiriyle olan dayanışma ve
iletişim gücü, sosyal uyum olarak tanımlanıyor. Bu bağlamda gruplar arasındaki iletişimi güçlendirmek
ve bir arada yaşamayı sağlamak için yürütülen sosyal uyum faaliyetleri, genelde gruplara ait farklılıkların
tanıtılması, daha iyi anlaşılması ve bunlarla ilgili dikkat edilmesi ve empati geliştirilmesi gereken
noktalar üzerine odaklanmaktadır. Sosyal uyum çalışmaları, birlikte yaşamı kolaylaştıran bu noktarlar
hakkında farkındalığın geliştirilmesi üzerine kurgulanmayı içerir. Örneğin, göç eden bireylerin,
yeni bir dilin konuşulduğu günlük sosyal hayat pratiklerinin farklı olduğu, toplumsal değerlerin
değişiklik gösterdiği yeni bir ülkeye adapte olmaları kolay bir süreç değildir ve biraz zaman alabilir.
Göç edilen bölgede yaşayan kişilerin de, yeni gelen kişilerin özelliklerini anlamaları ve öğrenebilmeleri
aynı şekilde zaman alan bir süreç olabilir. Bunun için göç eden kişilerin, seviyesine uygun dil kursları;
yereldeki anayasal haklar ve özgürlükler, sağlık, eğitim, barınma hakkı ve sosyal yardım gibi konular
hakkında bilgilendirmeleri gerekmektedir. Bölgenin tarihsel süreciyle ilgili önemli günler, bayramlar,
kutlamalar ve bunlara bağlı ortaya çıkan toplumsal değerleri de içeren yerleşik halkın ve göç eden
topluluğun bir arada olduğu çalışmalar yapmak, grupların birbirlerini tanımasını kolaylaştırmaktadır.
Grupların birbirini tanıması ve bir arada yaşamayı öğrenmeleri sosyal uyum faaliyetlerinin temel amacıdır.
Sosyal uyum faaliyetleri toplumsal çatışmaların ve önyargıların azalmasına ve huzura dayalı toplumsal
düzenin kurulmasına ve devam etmesine olanak sağlar.